Bu yazımızda idarenin, özel hukuk kişilerinin taşınmazlarına kamulaştırmasız el atması durumunu ve bu hususta neler yapılabileceğini sade ve özet şekilde açıklamaya çalışacağız.
Bugüne kadar kamulaştırmasız el atmaya ilişkin getirilen düzenlemelerin çoğu idare lehinedir. Yasa koyucu devletçi bir bakış açısına sahip olsa da Anayasa Mahkemesi özellikle mülkiyet hakkının ihlalini içerir bu düzenlemelerin bazılarını iptal etmiştir. Biz yazımızda mevcut yasal duruma açıklamaya gayret edecek, konunun tarihçesini bir kenara bırakacağız.
Kamulaştırmasız el atma, kamulaştırma usulüne uymaksızın idarenin özel mülkiyetteki taşınmazlara el atmasıdır. Kamulaştırmasız el atma hukuken el atma veya fiilen el atma olmak üzere iki şekilde gerçekleşebilir.
Fiilen el atma idare hukuku anlamında bir fiili yoldur. İdarenin, bir kişiye ait bir taşınmazı bilerek veya bilmeyerek kamulaştırmaya ilişkin usul ve kurallarına uymaksızın ve bir bedel ödemeksizin işgal ederek kamu hizmetine tahsis etmesidir. Bu genellikle yol geçirme veya bina yapma şekliyle ortaya çıkar. İdare taşınmazın zilyetliğini haksız yere ele geçirmiş olur. Fiili el atmalarda uyuşmazlığı çözecek mahkeme adli yargı mahkemeleridir.
Hukuken el atma imar planı vasıtasıyla özel hukuk kişilerine ait taşınmazlara el atılması, taşınmazın ileride kamulaştırılacağı gerekçesiyle taşınmazın imar planında idare lehine ayrılmasıdır. Buradaki sorun, idarenin vatandaşa ait taşınmazı imar planında kamu hizmeti için ayırmasına rağmen uzun süre kamulaştırma yapmaya yanaşmamasıdır. İmar Kanunu md. 10 gereği imar planları yürürlüğe girdikten sonraki 3 ay içinde idare 5 yıllık imar programını hazırlaması gerekir. Yapılan imar programına göre plandaki ilgili yerlerin 5 yıl içinde idare tarafından kamulaştırılması gerekir. Hukuki el atmada idarenin eylemi, bahsi geçen yasa maddesi gereği, en başta hukuka uygun olsa da, imar planına uygun imar programının yapılmaması veya 5 yıl geçmesine rağmen imar planının uygulanmaması nedeniyle (uzun süre programa alınmayan imar planı, imar planının fiilen hayata geçirilmemesi) hukuka aykırı hale gelmektedir. Hukuken el atmada idare taşınmazın ne zilyetliğini ne de mülkiyetini ele geçirmiştir. Hukuki el atmalarda uyuşmazlığı çözecek mahkeme idari yargı mahkemeleridir.
Öncesi-1956 1983 arası-Sonrası:Kamulaştırmasız el atmanın unsurlarına geçmeden önce şu ayrımı açıklamakta fayda var. 09/10/1956 tarihi öncesinde kamulaştırmasız el atılan yerler için dava açılamamaktadır (gerekçe 221 sayılı yasa). 09/10/1956 tarihi ile 04/11/1983 tarihi arasındaki kamulaştırmasız el atmalar için Kamulaştırma Kanununun geçici 6.maddesi uygulanır. 04/11/1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el atmalarda ise genel hukuk hükümleri uygulanır. Biz aşağıda 1983 tarihi sonrasındaki kamulaştırmasız fiili el atmalar için geçerli olan kuralları açıklamakla yetineceğiz.
Bir kamulaştırmasız fiilen el atmadan bahsedebilmek için şu koşullar oluşmalıdır.
Taşınmaza kamulaştırma yapma yetkisine sahip bir idare tarafından el atılmalıdır.
El atma idarenin görev alanına giren konuda yapılmış olmalıdır.
Usulüne uygun kamulaştırma yapılmaksızın el atılmalıdır. Bu doğrultuda; Kamulaştırma işlemine hiç başlanmamış olabilir. Kamulaştırma işlemine başlansa da usulüne uygun bitirilmemiş olabilir Kamulaştırma işlemi yoklukla sakat olabilir. İdare kamulaştırmadan vazgeçmiş olabilir
Taşınmaza fiilen el atılmalıdır.
El atmanın sahiplenmek amacıyla ve kalıcı olarak yapılması gerekir.
El atılan taşınmazın özel mülkiyette yer alması gerekir.
El atmanın kamu yararı amacıyla yapılması gerekir.
El atmanın hukuka aykırı olması gerekir.
Kamulaştırmasız El Atmaya Karşı Başvuru Yolları: Aşağıdaki özet açıklamalar 04/11/1983 tarihinden sonraki el atmalar için geçerlidir. 4 başvuru yolu vardır. Davacı el atmanın önlenmesini veya bedelin tahsilini ve bunlarla beraber tazminat ile ecrimisil talebinde bulunabilir.
EL ATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI (Müdahalenin Men'i Davası/Men'i Müdahale Davası): El atma devam ettiği müddetçe el atmanın önlenmesi davası açılabilir. Davacı malik olduğunu ve saldırıyı ispat etmelidir. Malik bu dava sonucunda idareyi taşınmazdan çıkarabilir ya da bedelin tahsilini talep edebilir. İdarenin kusuru aranmaz. Malik, idarenin el atması nedeniyle zarara uğramışsa ayrıca tazminat da talep edebilir. Yine zarara uğramasa bile ecrimisil talep edebilir. Malik eski hale getirmeyi de talep edebilir. Eski hale getirme çok masraflıysa bedelin ödenmesine hükmedilebilir. Görev, Yetki: Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Taraf: Davacı tapuda gözüken maliktir. Tapu kaydında ihtilaf varsa önce bu çözülmelidir. Paydaşlar da bu davayı tüm paydaşları etkileyecek şekilde açabilir. Sınırlı ayni hak sahipleri de haklarının ihlal edildiği ölçüde bu davayı açabilir. Davalı idaredir. İdarenin kamu tüzel kişiliğini haiz olması gerekir. Bakanlıklar devlet tüzel kişiliğini temsil ettiği için bunlara da dava açılabilir. Zamanaşımı: Bu dava zamanaşımına tabi değildir. Yargılama Usulü: Yazılı yargılama usulü uygulanır. İstinaf: Genel istinaf kuralları geçerlidir. Temyiz: Genel temyiz kuralları geçerlidir.
BEDELİN TAHSİLİ DAVASI: Bu dava sonucunda mülkiyet idareye geçer, bedel de davacıya ödenir. Bu davanın yasal dayanağı yoktur. Kaynağı Yargıtay'ın 1956 tarihli içtihadı birleştirme kararıdır. (YİBK-E:1956/1-K:1956/6-T:16/05/1956). Bedeli tespit edilecek hususlar zemin, yapı, ağaçlar vs. Bedel tespiti bilirkişi marifetiyle yapılır. Kamulaştırmada uygulanan bedel belirleme usulü (Kamulaştırma kanunu md.11,12) burada da uygulanır. Taşınmazın dava tarihindeki değeri, el atma tarihindeki taşınmazın niteliklerine göre belirlenir. Hakimin resen araştırma ilkesine uyması gerekir. Bu nedenle kamu yararına tahsis edilip edilmediği gibi hususlarda da takdir kendisinindir, idarenin beyanlarıyla bağlı değildir. İmar planıyla el atılmış olan taşınmazın bir kısmında idare ayrıca fiilen de el atmışsa, bedelin belirlenmesi tüm taşınmaz için yapılmalıdır. (Not: Bedel tahsili davasıyla bedel tespiti davası birbirinden farklıdır. Bedel tespiti 1956-83 arasındaki kamulaştırmasız el atmalar için açılır. Bedel tahsili 1983 sonrasındaki kamulaştırmasız el atmalar için açılır. Bedel tespitinde Kamulaştırma Kanunu geçici 6.md uygulanır (uzlaşma, maktu ücret, 3 aylık süreye vs. ilişkin hükümler uygulanır). Bedel tahsili davasında ise genel hükümler uygulanır.) Görev, Yetki: Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Taraf: Davacı maliktir. Tapu kaydında ihtilaf varsa önce bu çözülmelidir. Paydaşlar kendi payı için bu davayı açabilir. Zamanaşımı: Bu dava zamanaşımına tabi değildir. Yargılama Usulü: Yazılı yargılama uygulanır. İstinaf: Genel istinaf kuralları geçerlidir. Temyiz: Genel temyiz kuralları geçerlidir.
TAZMİNAT DAVASI: Türk Borçlar Kanunu (TBK) hükümleri gereği talep edilir. Tazminat davası talep edebilmek için TBK'daki haksız fiil koşullarının oluşması gerekir. İdari Yargılama Usul Kanunu'ndaki idareye başvuru hükümleri burada uygulanmaz. Zararı ispat yükü davacıdadır. Görev, Yetki: Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Kesin yetki kuralı yoktur. Yetki hususunda, el atma haksız fiil niteliğinde olduğu için haksız fiile ilişkin usul hükümleri uygulanır. Taraf: Davacı zarara uğrayan herkestir. TBK hükümleri gereği zarara sebep olan birden çok idare varsa müteselsil sorumluluk söz konusudur. Zarara neden olan memur olsa da Anayasa 129/5 gereği dava idare aleyhine açılır. Zamanaşımı: Haksız fiile ilişkin genel zamanaşımı süreleri uygulanır. 2 yıl-10 yıl. Yargılama Usulü: Yazılı yargılama usulü uygulanır. İstinaf: Genel istinaf kuralları geçerlidir. Temyiz: Genel temyiz kuralları geçerlidir.
ECRİMİSİL DAVASI: Yasal dayanağı TMK md. 995 olup taşınmazlar bakımından Yargıtay kararlarıyla şekillenmiştir. İyiniyetli olmayan zilyet, malik veya zilyede bu ödemeyi yapar. Ecrimisil talebi için davacının zarara uğraması gerekmez. İdarenin de kusuru aranmaz. İdarenin taşınmazı ne şekilde kullandığı, gelir elde edip etmediği önemli değildir. İdarenin taşınmazı haksız olarak kullanması gerekli ve yeterlidir. Bedel tespiti bilirkişi marifetiyle yapılır. Görev, Yetki: Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Kesin yetki kuralı uygulanmaz. Taraf: Davacı hak sahibi zilyettir. Pay sahibi de kendi payı için bu davayı açabilir. Zamanaşımı: Kira hükümlerinde uygulanan zamanaşımı süresi (geriye yönelik 5 yıl) uygulanır. Yargılama Usulü: Yazılı yargılama usulü uygulanır. İstinaf: Genel istinaf kuralları geçerlidir. Temyiz: Genel temyiz kuralları geçerlidir.
Yargılama Giderleri: 1983 tarihinden sonraki el atmaya ilişkin davalarda HMK hükümleri uygulanır. 1956-83 arasındaki el atmalar için Kamulaştırma Kanunu geçici mad. 6 gereği özel hükümler uygulanır. Şöyle ki yargılama masrafları MAKTU olarak belirlenmiştir. 1983 sonrasındaki el atmalar bakımından genel hükümler yani nisbi oranlar uygulanır.
Faiz: Faize ilişkin genel hükümler uygulanır. Yasal faiz oranı uygulanır. Faiz dava tarihinden başlar. Davacı bedele ilişkin talebini kısımlara bölmüş olsa da ikinci kısmının faizi de dava tarihinden başlatmalıdır. Haksız fiil nedeniyle tazminat talebi varsa, TBK gereği haksız fiilin gerçekleştiği anda temerrüde düşüldüğü için haksız fiil anından itibaren faiz talep edilmelidir. Açıkça haksız fiil tarihinden itibaren faiz talep edilmezse, dava dilekçesinde talep edilen faiz dava tarihinden itibaren hesaplanır. Ecrimisile ilişkin zamanaşımı kira alacaklarına ilişkin zamanaşımı uygulandığından, faiz de her dönem için ayrı ayrı talep edilmelidir. Aksi halde dava tarihinden itibaren yasal faize karar verilir.
Kamulaştırmasız el atmada başvuru yollarını şemayla gösterecek olursak:
Tebligatın önemi: Yargıtay birçok kararında, kamulaştırma işlemi yapılmasına rağmen kamulaştırma işleminin taşınmaz sahibine hiç ya da usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği hallerde kamulaştırma işleminin kendisine usulüne uygun bir şekilde kamulaştırma tebligatı yapılmamış kişi açısından başlamayacağından bahisle kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olduğuna, taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesinin dava açılmasına engel teşkil etmediğine, davaya kamulaştırmasız el atma davası olarak devam edilerek hüküm kurulması gerektiğine karar vermiştir.***
Bekletici mesele: Kamulaştırmasız el atma nedeniye davayı açtıktan sonra idare kamulaştırma işlemine başlarsa ve asliye hukuk mahkemesinde kamulaştırma bedelinin tespitini ve bedel tespiti sonrasında taşınmazın idare adına tescili talebini dava ederse, kamulaştırmasız el atma nedeniyle dava açılan mahkemenin kamulaştırma sürecini bekletici mesele yapması gerekir.
Eğer sizin de taşınmazınıza idare tarafından haksız olarak el atıldıysa bu hususta size yardımcı olabilmemiz için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyiniz.
Kommentarer